Pazar, Kasım 22, 2009

Kafam Senle Güzel !


13. hafta derbisinden saatler önce başladık içmeye. Şairler Parkı'nda, Maçka'da, Kazan'da, evde bünyeye karışan alkolün hesabını tutamadık. Şişesini bitirdiğimiz Ruski Standart kafa yapmadı Fink'in golü kadar. Ezeli rakibi yenmek, eski hesapları kapatmak, ligdeki durumumuz, Daum, Topuz, denyo Colin derken maç her açıdan önemliydi. Ancak şu var ki takımın oynadığı olumlu futbol dikkatimizi dağıtan onlarca etkene rağmen hepimizi kendine çekti. Sis bile güzellikleri örtemedi.


Tribünler bir başka güzeldi Bobo yazdıktan sonra. Volkan'la direk arasında ki dar mesafeye sıkıştırdı genç Brezilyalı... Yapar... Daha önce de yaptı ondan biliyoruz... Kimine yukarıda ki gibi bön bön bakmak kaldı sadece...

Oyuncuları tek tek değerlendirmek istiyorum:

Rüştü: Klasik bir maç çıkardı, vasatın üstünde oynadı, yüreğimiz ağzımıza geldi zaman zaman ama Mustafa Hoca'nın dediğine göre son 2 antremana katılmış ve oynamak istemiş.
İbrahim Toraman: Defansı ne kadar iyiyse, ofansı o kadar verimsiz. Maçta her zamanki gibi terinin son damlasına kadar savaştı.
Sivok:  Takım için en az Matteo kadar değerli bir oyuncu. Soğukkanlı, akıllı, güçlü, hırslı, disiplinli. Tandem oyuncusu için daha ne isteriz?
Ferrari: Her seyrettiğimde Uğur Ayduran'ın WK'da yazdığı yorum aklıma geliyor: "Ferrari'yi seyrederken ağlayacaksınız." TSL'nin bölgesindeaçık ara en iyi performansa sahip oyuncusu. Mükemmel.
İbrahim Üzülmez: Oh yeah!!! Biri sağ ayakla olmak üzere 2 asist. Olağanüstü bir performans. Rakibin güçlü kanadı maç sonunda paralize olmuştu. Bu maçta tribünleri en çok costuran adam... Aceto'nun yorumunu aynen taşımak isterim: "İçine Evra kaçmış adam!" :) Kim demiş fener .üzülmez, di mi Kaptan? Maç sırasında fark etmedim ama Gökhan Gönül'e yaptığı hareket penaltıydı.
Fink: Bu maçta takımın en ağır yükünü tek başına çekti. Alex gibi kalburüstü bir oyuncuyu pasifize etti, etmek ne kelime Alex devre olduğunda bir daha maça nasıl çıkmak istedi şaşırdım çünkü Fink başta olmak üzere Ernst ve Ekrem rakibin orta sahasını çimlere gömdü. Attığı gol anlatılmaz seyredilir, buradan buyrun! Bu golün neredeyse aynısı geçtiğimiz sezon Sivasspor'a Yusuf'un ortası ile Tello atmıştı.
Ernst: Lider bir oyuncu nasıl olur? Disiplin nedir? Karşındaki çirkeflerle nasıl mücadele edilir? Sorun söylesin. İzleyin görün! Fink'in golünde rakip defansa dalıp o koridora Fink'in girerek gol atmasını sağladı.
Bobo: Bir Bobo klasiği. Dar alana sıkıştırdı. Lugano çaresiz, Volkan çaresiz, fener çaresiz, Daum çaresiz... İkinci yarı takımı sürekli ileri taşıdı. Çok mücadele etti, ödülünü aldı, fazlasını verdi...
Yusuf: Vasat üzeri bir oyun oynadı, pres yaptı, oyunu açtı. Akıllı bir oyuncu olduğunu yine gösterdi.
Serdar Özkan: Çok çalıştı ama nafile!!! Çalışkanlığı sempatik gelse de verimsizliğini antipatikti. Ne kadar daha bekleyeceğiz patlamasını?
Nobre: İkinci yarı oyuna girdi. Komik !!! Yine direğe nişanlanan bomboş bir top. Pozisyon ofsayttı ama onu bile direğe nişanlamasına güldük sadece!
Tello: İkinci yarı oyuna girdi. Bobo'nun golüne asist yaptı. Formda olduğunda tehlikeli. Daha iyisini gördük Tello'dan...
Uğur İnceman: Golünü attı, attığının aynısını kaçırdı, o kadar ...


Mustafa Hoca iyi bir kadro, ölümcül bir ortasaha ve iyi bir taktikle rakibini ekarte etti. Üstelik çok da zorlandı diyemeyiz. İkinci yarı itibariyle Beşiktaş maçı istediğini gösterdi ve istediğini aldı.

Rakip takımın 2 oyuncusundan bahsetmek istiyorum:

Mehmet Topuz: Böyle mi olacaktı Mehmet? İnönü senin evin olabilirdi. Dün ki gibi mahzun olmazdın yeşik sahada. Beşiktaş'ın sana ihtiyacı vardı, senin de Beşiktaş'a ... Sağlık olsun! Tribünler pek iplemedi seni... Denyo Colin tüm enerjiyi alıyordu zaten...

Emre Belözoğlu: Biraz cincon biraz fener al sana emre. Rakibi bıraktı kendi takım arkadaşının üzerine yürüdü. Yuh kere yuh! Maçın henüz 2. dakikasında kavga etmeye hazırdı zaten. Senin Türk Futbolu'na vereceğin hiçbir şey yok emre. Gölge etme terbiyesiz insan!

An itibari ile Beşiktaş şampiyonluğa adaydır. Üstelik son şampiyon olarak avantajları da olacaktır bu maratonda. Buna karşın futbol, yönetim ve taraftar olarak bir arınma yaşamamız gerekiyor. Ligin ikinci yarısı kongre ile birlikte Beşiktaş için çok farklı durumlara gebedir. Batabilir, çıkabilir... Hayırlısı neyse o olur umarım! Şu var ki takım böyle oynasın taraftar canını verir!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yardır ama küfürsüz !