Salı, Aralık 29, 2009

MUTLU YILLAR !!!



BEŞİKTAŞIMIN ŞAMPİYONLUĞU KADAR GÜZEL GÜNLERINIZ...
GALATASARAYIN BORCU KADAR ÇOK PARANIZ...
FENERBAHÇENİN TÜRKİYE KUPASI KADAR AZ DERDİNİZ OLSUN...
2010 YILI 1903 KERE HAYIRLI VE UĞURLU OLSUN...
BEŞİKTAŞIM ŞAMPİYON OLSUN :)

Yeni Yılınızı Kutlarım: Thulandra, Faucalt, Webkartalları, BJK Bloglar Ağı, Beşiktaşlı Blogcular nezdinde bütün blog yazarları, Fabian, Matteo, Fink, Sivok, Köybaşı, Üzülmez, Toraman, Nihat, Bobo, Tello, Hayyam Ekrem, Hakan, Korcan, Rüştü, Batuhan, Necip, Can Erdem, Rıdvan, Filip, Mustafa Denizli, Tayfur Havutçu, tüm sporcularımız, Feridun Düzağaç, Ali Ece, Cem Dizdar, Fatih Kaya, Rüzgar Sağnak, Haber1903, ForzaBeşiktaş, taraftarlarımız ...

Cuma, Aralık 18, 2009

Bursa Maçı Totemim ...



 Maça saatler kaldı. Dışarıda inanılmaz bir yağmur zaman zaman doluya dönüyor... Yıldırım bile düştü 2 saat önce... Muhtemelen zemin çok ama çok ağır olacak... Hem futbolcuların -özellikle kalecilerin- hem de taraftarın işi zor. Bursaspor taraftarı evinden seyredecek, onlar için en iyisi...

13 Mayıs 2007 ... Bu tarihi hiç unutamayacağım... Bursa 3 - 0 BJK maç sonucu... Sinirden kendimi sokaklara vurduğum gün... O kadar meraklıydı ki bursa seyircisi hesap kapatmaya ... kapattılar da ... tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok!

Yukarıda ki foto Cin Cabbar... Benim bugünkü maç için totemim... Bursalılar: hani salavat getiriyorsunuz ya, jimnastik yapalım diyorsunuz ya ahan da bu cin cabbar kovalasın sizi...

Bu aralar seyirciler maça gelsin deniyor, katılıyorum ... Ancak ne zaman BJK bayrakları dalgalanır Bursa stadında o zaman gelsin bursalılar da İnönü'ye ... Bu şartla centilmenlik sağlansın. Neden mi? Faşist bursa seyircisi daha dün Diyarbakırspor'a yaptıklarından sonra bugün hala kendi forumlarında Alen Markaryan'a Ermeni diye küfür ediyor...  Beşiktaş düşmanı mısın yoksa Bursalı mı? Karar ver! Kendini bilmek de büyük erdemdir ...

Bu akşam çok canımız sıkılırsa, işler istediğimiz gibi gitmez ise, ayağımıza dolanır, rakip kale civarında dolaşırsa Cin Cabbar'ı kovarız: Yallah cinler yallah, kış kış cinler kış kış!

Vurduğumuz gol olsun !!!


Çarşamba, Aralık 16, 2009

Doğal Olarak Düşmanlar!

Konu futbolsa en çok sorulan sorulardan biri: Lionel Messi mi? Cristiano Ronaldo mu?



Lionel Messi bu yılın Altın Top ödülünün sahibi, Cristiano Ronaldo aynı ödülü geçtiğimiz yıl kazanmıştı. Yine Lionel Messi FIFA Yılın Futbolcusu 2009 ödülünü yakında alacak, aynen 2008 yılında bu ödüle hak kazanan Cristiano gibi... Bu ikili 2007 yılından bu yana bu ve benzeri ödüllerin ilk 3 nde yer alıyor. Diğer futbolculara da yazık değil mi :)


Bu iki arkadaşın rekabetinde terlettikleri formaların da tetikleyici özelliği olmalı. Katalunya'nın Messi'si ile Madrid'in Ronaldo'su La Liga'da çarpışmaya başlamadan önce Şampiyonlar Ligi ve ödül törenlerinde kapışabiliyordu. Artık La Liga istatistiklerini derinden etkileyecek bu iki yıldız üzerlerindeki formalar nedeniyle doğal olarak "düşmanlar"...

Peki ya ileride ne olacak? Pele-Maradona rekabetini geride bırakabilecekler mi? Yoksa çoktan bıraktılar mı?





Not: Gol futbolun meyvesi ise; an itibari ile La Liga'da Messi 11 gol, CR9 ise 6 gol atmış.

Pazartesi, Aralık 14, 2009

Mücadele Kora Kor, Sonuç Yok!


Manisa-Beşiktaş maçını şu şekilde özetlemek istiyorum: İlk yarı Manisa Beşiktaş gibi oynadı, ikinci yarı Beşiktaş Manisa kadar oyna(ya)madı. Gayet keyfli ve üst düzey bir mücadelenin yaşandığı gece de Manisa'dan kaleci İlker maçın adamı oldu bence. En az 4 gollük top çıkardı ki özellikle ikinci yarıda gol atanın kazanacağı bir maç haline dönen karşılaşmada önemli bir istitatistik oldu.


Bobo'nun attığı golün öncesinde ki organizasyon güzeldi ama gol bir başka idi. Bobo gününde olması haline neler yapabileceğini gösteriyor. Takımda ki (en az) 5 Güney Amerikalıdan an itibariyle en iyisi. Nihat'a gelip harcanan pozisyonlar Bobo'ya gelse affetmez, takımına puanlar kazandırırdı. Nihat ise bu formu ile Türk spor medyasının 1 numaralı malzemesi oldu. Maçtan sonra Maraton'da, 100% Futbol'da, Telegol'de ve bilimum yayında Nihat şöyle Nihat böyle edaları duyuluyordu. Az kaldı... Nihat ya atacak ya atacak, bekliyoruz.


Maçta Bobo, Ernst, Fink, İsmail ve Toraman öne çıkan oyuncular oldu. Ernst'in yanılmıyorsam 2 şahane arapasını Ekrem götürdü ve Nihat öldürdü. Özellikle oyunun sıkıştığı anlarda takımın ortasaha oyuncuları iyi paslaşarak oyunu açtı ve tehlikeler yarattılar. İkinci yarı da ise ilk 30 dakikada Manisa oynadı, son 15 dakikada da ortada geçen bir maç oldu.

Nihayetinde kaybedilmiş bir şey yok. Hala renklilerden daha dengeli ve iyi oynayan bir takımımız olduğuna inanıyorum. Ancak bu hafta tommiks Bursa ile oynayacağımız maç ilk yarının kader maçlarından olacak, sezon sonunda olası bir şampiyonluk maçı için de bize fikir ve umut verecektir.


Anneeeeeeeeee!!!!! V (for Vendetta) Rüştü Geliyor !

Pazar, Aralık 13, 2009

Gel artık


Holosko...
Bir adamın yokluğu bu kadar mı önemli olur...
Holosko'muz olmadığı için, Ekrem'den açık yaratmaya çalışıyoruz ama olmuyor. Şansız biçim de ayağı kırılan Holosko bu takıma 2. yarıda dahil olur ve takımın bütün havası değişir.

Açıkçası şu 11'i sahada görmek için sabırsızlanıyorum:
Rüştü
Toraman Sivok Ferrari İbrahim
Fink Ernst İsmail
Holosko Bobo Nihat

Ne Diyarbakır maçına takılmak lazım ne de Manisa maçına

Biz bu sene yine şampiyon olacağız...

Cuma, Aralık 11, 2009

Nobel Savaş Ödülü Obama'ya!


Yıllardır Afganistan ve Irak'ta harala gürele savaşan ABD'nin yeni başkanı Barrack Obama Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü.

Obama Irak'tan askerlerini çekmeye karar verdi ve Guantanamo işkence tesislerini kapatma emri verse de erken verilmiş bir ödül.

Bu ödül teşvik eder diyorlar Obama'yı... Yersen !!!


Salı, Aralık 01, 2009

Beşiktaş iyi değil, renkliler kötü

Öyle di mi :)
Kandırın kendinizi, peşinizdekileri. Bu sezon da korkuyla 30. haftayı bekleyeceksiniz, beyninizi kemirecek Mustafa Denizli'nin yine haklı çıkması ihtimali. Diyeceksiniz ki 'acaba gerçekten bizim bildiğimiz kadarını o unutmuş olabilir mi?', kaçamayacaksınız gerçeklerden.

İnşallah 20. hafta civarı YD de gidecek, değmeyin keyfime.

Haftanın şarkısı da renklilerin hepsi için Turisas'tan gelsin (45. sn'den sonraya özellikle kulak verilsin) Bunlar daha iyi günleri, Mayıs ayında bu şarkıyı dinleyip bu günleri yad etsinler.

İsmail Köybaşı: Zirveye Adım Adım ...


Geçtiğimiz yıl Antep'in kendi sahasında Sivas'ı 2-1 yendiği maçta ilk defa seyrettim İsmail'i. Maçın 60%sinde Sivas yarısahasındaydı genç sol ayak. Son olarak ise ManU'ya karşı atak yaparken gördük kendisini Old Trafford'da, üzerinde damalı forma...  Nereden nereye ...

İspanyol Estadio Deportivo gazetesi İsmail'i Sevilla'nın dışında ManU'nun da istediğini yazmış. Sir Alex maldan anlıyor en az Mustafa Hoca kadar demek ki :)  İster misiniz İsmail ManU'ya transfer olsun Evra'ya rakip olarak! Fiyat olarak yazıda 8-10 M Euro bonservis bedelinden bahsediliyor. Son olarak Barca 25 M Euroya bek almıştı, yazmıştık. Demek ki iyi oyuncular mevkiiden bağımsız para ediyor. UEFA'nın gündeminde olan İsmail de ederini bulur ve gider umarım da Türk defans oyuncuları Avrupa'da Çağdaş Atan ile temsil edilmekten kurtulurlar. Yakışır İsmail'e ...

Çarşamba, Kasım 25, 2009

Alem Buysa...

...Kral Biziz !!!

ManU 0 - 1 BJK
@
Old Trafford

Pazartesi, Kasım 23, 2009

Pazar, Kasım 22, 2009

Ay Takımı Galaksi Takımı Samanyolu Takımı


Buralarda haftalardır yazıyoruz. Boyalı basının aksine. Bu takıma herkesin güvenmesi ve de şampiyonluğun en önemli adayı biziz dedik. Dünkü maçta gördük işte, sadece tek bir oyuncuya bağlı bir takım işte böyle şeker gibi eriyip gider.

Tek tek oyuncuları irdelemek istemiyorum bunu zaten factotum arkadaşımız yazdı blogumuza. Ben olayın sadece psikolojik tarafına bakmak istiyorum; 90 artı 4 dk boyunca hiçbir oyuncumuz sahada geri atmadı. Sert oynadılar, yılmadılar aksine yıldırdılar. Bütün basının pompaladığı oyuncuları gördük işte, kepaze oldular. Ve de şunu unutmasın fener camiası, bunlar iyi günleri daha!!!

Bu ligdeki en iyi göbek ikilileri Beşiktaştadır. Bunu herkes anlasın bilsin. Ve bu 4 oyuncumuz, son 2 3 haftaya kadar bizi şampiyonluk yarışında tutacaktır. Ondan sonrası biraz şans biraz kısmet artık.

Geliyoruz dedik geldik ulan!!!

Kafam Senle Güzel !


13. hafta derbisinden saatler önce başladık içmeye. Şairler Parkı'nda, Maçka'da, Kazan'da, evde bünyeye karışan alkolün hesabını tutamadık. Şişesini bitirdiğimiz Ruski Standart kafa yapmadı Fink'in golü kadar. Ezeli rakibi yenmek, eski hesapları kapatmak, ligdeki durumumuz, Daum, Topuz, denyo Colin derken maç her açıdan önemliydi. Ancak şu var ki takımın oynadığı olumlu futbol dikkatimizi dağıtan onlarca etkene rağmen hepimizi kendine çekti. Sis bile güzellikleri örtemedi.


Tribünler bir başka güzeldi Bobo yazdıktan sonra. Volkan'la direk arasında ki dar mesafeye sıkıştırdı genç Brezilyalı... Yapar... Daha önce de yaptı ondan biliyoruz... Kimine yukarıda ki gibi bön bön bakmak kaldı sadece...

Oyuncuları tek tek değerlendirmek istiyorum:

Rüştü: Klasik bir maç çıkardı, vasatın üstünde oynadı, yüreğimiz ağzımıza geldi zaman zaman ama Mustafa Hoca'nın dediğine göre son 2 antremana katılmış ve oynamak istemiş.
İbrahim Toraman: Defansı ne kadar iyiyse, ofansı o kadar verimsiz. Maçta her zamanki gibi terinin son damlasına kadar savaştı.
Sivok:  Takım için en az Matteo kadar değerli bir oyuncu. Soğukkanlı, akıllı, güçlü, hırslı, disiplinli. Tandem oyuncusu için daha ne isteriz?
Ferrari: Her seyrettiğimde Uğur Ayduran'ın WK'da yazdığı yorum aklıma geliyor: "Ferrari'yi seyrederken ağlayacaksınız." TSL'nin bölgesindeaçık ara en iyi performansa sahip oyuncusu. Mükemmel.
İbrahim Üzülmez: Oh yeah!!! Biri sağ ayakla olmak üzere 2 asist. Olağanüstü bir performans. Rakibin güçlü kanadı maç sonunda paralize olmuştu. Bu maçta tribünleri en çok costuran adam... Aceto'nun yorumunu aynen taşımak isterim: "İçine Evra kaçmış adam!" :) Kim demiş fener .üzülmez, di mi Kaptan? Maç sırasında fark etmedim ama Gökhan Gönül'e yaptığı hareket penaltıydı.
Fink: Bu maçta takımın en ağır yükünü tek başına çekti. Alex gibi kalburüstü bir oyuncuyu pasifize etti, etmek ne kelime Alex devre olduğunda bir daha maça nasıl çıkmak istedi şaşırdım çünkü Fink başta olmak üzere Ernst ve Ekrem rakibin orta sahasını çimlere gömdü. Attığı gol anlatılmaz seyredilir, buradan buyrun! Bu golün neredeyse aynısı geçtiğimiz sezon Sivasspor'a Yusuf'un ortası ile Tello atmıştı.
Ernst: Lider bir oyuncu nasıl olur? Disiplin nedir? Karşındaki çirkeflerle nasıl mücadele edilir? Sorun söylesin. İzleyin görün! Fink'in golünde rakip defansa dalıp o koridora Fink'in girerek gol atmasını sağladı.
Bobo: Bir Bobo klasiği. Dar alana sıkıştırdı. Lugano çaresiz, Volkan çaresiz, fener çaresiz, Daum çaresiz... İkinci yarı takımı sürekli ileri taşıdı. Çok mücadele etti, ödülünü aldı, fazlasını verdi...
Yusuf: Vasat üzeri bir oyun oynadı, pres yaptı, oyunu açtı. Akıllı bir oyuncu olduğunu yine gösterdi.
Serdar Özkan: Çok çalıştı ama nafile!!! Çalışkanlığı sempatik gelse de verimsizliğini antipatikti. Ne kadar daha bekleyeceğiz patlamasını?
Nobre: İkinci yarı oyuna girdi. Komik !!! Yine direğe nişanlanan bomboş bir top. Pozisyon ofsayttı ama onu bile direğe nişanlamasına güldük sadece!
Tello: İkinci yarı oyuna girdi. Bobo'nun golüne asist yaptı. Formda olduğunda tehlikeli. Daha iyisini gördük Tello'dan...
Uğur İnceman: Golünü attı, attığının aynısını kaçırdı, o kadar ...


Mustafa Hoca iyi bir kadro, ölümcül bir ortasaha ve iyi bir taktikle rakibini ekarte etti. Üstelik çok da zorlandı diyemeyiz. İkinci yarı itibariyle Beşiktaş maçı istediğini gösterdi ve istediğini aldı.

Rakip takımın 2 oyuncusundan bahsetmek istiyorum:

Mehmet Topuz: Böyle mi olacaktı Mehmet? İnönü senin evin olabilirdi. Dün ki gibi mahzun olmazdın yeşik sahada. Beşiktaş'ın sana ihtiyacı vardı, senin de Beşiktaş'a ... Sağlık olsun! Tribünler pek iplemedi seni... Denyo Colin tüm enerjiyi alıyordu zaten...

Emre Belözoğlu: Biraz cincon biraz fener al sana emre. Rakibi bıraktı kendi takım arkadaşının üzerine yürüdü. Yuh kere yuh! Maçın henüz 2. dakikasında kavga etmeye hazırdı zaten. Senin Türk Futbolu'na vereceğin hiçbir şey yok emre. Gölge etme terbiyesiz insan!

An itibari ile Beşiktaş şampiyonluğa adaydır. Üstelik son şampiyon olarak avantajları da olacaktır bu maratonda. Buna karşın futbol, yönetim ve taraftar olarak bir arınma yaşamamız gerekiyor. Ligin ikinci yarısı kongre ile birlikte Beşiktaş için çok farklı durumlara gebedir. Batabilir, çıkabilir... Hayırlısı neyse o olur umarım! Şu var ki takım böyle oynasın taraftar canını verir!


Cuma, Kasım 20, 2009

Haydi Maça Gidiyoruz !



Mabedin tam orta yerinde
Büyük bir yüzsüz var
Şeref tribününde
Temizlik bize sökmez ulan
Dönmeyiz bu aşktan
Gidecek bu başkan











Salı, Kasım 17, 2009

kurabiye aşkına....


Terbiyesizleşmek istemiyorum ama direkman öyle yapıyorum:

KUURRAAAABİİYYYEEEAAAHHHFFEEENNNEEEAARR!!!



PS. Resim http://banapastayap.blogspot.com/ sitesinden araktır, sahibinden af diliyorum. Bu arada yer gök kurabiyefener diye inlerken bu kurabiyeleri yapmak ne derece bir pazarlama başarısı bilemiyorum :)

Geleceğin Ali Eren'i!


A2 Liginde bugün oynanan Beşiktaş - FB derbisini Haber1903'den takip ettim, sonra fotoğraflar da yüklendi siteye ve karşınızda Ali Eren Jr.

A2 takımımızda 6 numaralı forması ile orta saha oynayan 93 doğumlu Cumali Bişi -kızmasın ama- aynen Ali Eren Beşerler'e benzemiyor mu? Cumali'nin bugün oynanan maçtan diğer fotoları da burada...

Kimler Geldi Kimler Geçti


Beşiktaş'tan...
Aklım erdiği zamanlardan beri başkan olarak Seba-Bilgili ve Demirören'i bilirim.
Gordon, Daum, Tigana, Lucescu, Rıza, Scala, Ertugrul simdi de Mustafa Hoca
Metin-Ali-Feyyaz'lı kadro ile ne maçlar kazandık. Kuntz geldi, Sergen geldi. Rıza hep büyük kaptanımız kaldı.

Herkes zamanı geldiğinde Beşiktaş bayrağını aldı ve bir ileriye taşımaya çalıştı. Mabedde, semtde sadece iyi olanlar. Karşılıksız Beşiktaş'ı sevenlerin ismi sürekli yankılandı. Kimilerinin ise arkasından sürekli kötü konuşuldu...

Fakat siz ve yönetiminiz asla iyi hatırlanmayacaksınız bu klupte. Koltuk hırsı ve de kaybetme olasılığınızın belirmesi ile iyicene kontrolden cıktınız.

Simdi de sıra maçlara kimlik ile girmeye mi geldi başkan? Kendi evimize, yurdumuza. 35 bin kişi stada nasıl girecek başkan. Kaç tane turnike var statda bimiyormusunuz siz?? Nedir amacınız söyleyin sayın başkan?

Tarihte siz de yerinizi aldınız başkan bu yaptıklarınızla. Unutulmayacak bu yaptıklarınız semtde. Lütfen istifa, gölge etmeyin artık...

Rekabet Nedir?


Rekabet, 17 Nisan 2005'te Pancu kaleye geçip de Koray 90'da koyunca 3-4 skor neticesiyle biten şeydir. Yeniden başlaması için benzer bir performansın tekrarı gerekir.

Temel şeyleri unutmayalım...

Ankara'da Neler Oluyor...


Ankaragücünü zerre kadar sevmem. 2 sebebi var bunun...
Bir tanesi 12 Eylül darbesinden sonra, askeri yönetimin aldığı karar ile 1. lige geri dönmüştür. Ve de futbolumuza siyasetin yoğun anlamda bulaştığı bir andır ülkemizde. Diğeri ise, meşhur 92-93 sezonunda oynanan buram buram şike kokan maçtır. Bize bir şampiyonluğa malolmuştur ama GS ve Ankaragücü'nün tarihlerine kara birer leke olarak düşmüştür.

Mevzumuza geri dönüp lafları sakız etmez isek; her ne kadar bu camiayı günahım kadar sevmesem de son bir hafta içerisinde yaşadıkları ancak bizim gibi bir ülkede yaşanırdı. Sözleşmeli bir hocan var. Sözleşmeli futbolcularınız var otellerde kalan. Şimdi nasıl bir yönetim anlayışı futbolcularına telefon açarak antreman saatini değiştirtir? Ya da otelde kalan bir oyuncusunun kapı önüne konulmasına sebep olur?

Bu nasıl bir zihniyet ya da yönetim biçimidir? Birisi bana bunu açıklasın lütfen. Koskoca camia, bir kendini bilmez ailenin elinde oyuncak olmuyor mu sizce? Klüp başkanlığı bir hobi midir? Yoksa ego tatmin merkezi midir?

Elinizin altında koskoca başkent var. Yıllardır oyuncak ettiniz, cumhuriyetimizin başkentini. Şimdi sıra da futbola mı geldi babalı oğullu??

Alın pılınızı pırtızını, gidin bir ada satın alın okyanus civarında. Kendi ülkenizi, liginizi kurun. Takılın işte. Buralara çamur sıçratmayın, güneşimizi kapatmayın...

Anten Dünyası!


... ve böyle buyurdu Meriç T.: "Dünya yüzünde ne kadar başarılı olan bir Türk varsa, ne kadar isminden söz ettiren bir Türk varsa, onun gönül verdiği takım mutlaka Fenerbahçe'dir.."

Not: Yukarıdaki resim Meriç T. değildir.

Pazartesi, Kasım 16, 2009

Yavuz Hırsız Ev Sahibini Bastırdı!


Memleket spor komünitesi iyice komik hal almaya başladı. Dün akşam üzeri oynanan TBL Derbisi (GSCC-FBÜ) yine çapulculuğun, rezaletin, vandallığın basketbol sahasına yansımış haliydi. Maç esnasını bir kenara bırakıyorum... Ancak maç sonunda GSCC yöneticileri, FBÜ yöneticileri ve taraftar grupları s.çtıklarını bir de sıvamaya kalktılar. 

Özellikle halk arasında angut.com tabir edilen antu.com giriş görseli tartışma yaratacak cinsten. GSCC taraftarlarına mesajları kısa ve net: Hayvan Sürüsü ... Antu.com editorleri geçtiğimiz yıl oynanan FBÜ-Efes Pilsen final serisinde asıl hayvan sürüsünü görmüştür (görmeyenler buraya baksın), görmedilerse son oynana dünya derbisi El-Sikko'yu bir daha izlesinler, hakemin kafasını yaranlara baksınlar. Tam da başlıkta ki atasözü gerçekleşti.


Yukarıda ki sarışın fenerli GSCC tribünlerine fantezilerinden bahsediyor ve olaylar sporculara fiziksel temasa kadar varıyor.

İşin komik tarafı FBÜ yöneticisi can güvenlikleri sağlanmadıkları sürece maça devam etmeyeceklerini bunun da bir ilk olduğunun beyanatını öğünerek verirken, GSÜ yöneticisi olayların çok da önemsenmemesi gerektiğini, geçtiğimiz yıl FBÜ maçında çok daha fazlasının yaşandığından dem vuruyor.

Yine aynı hikaye...Kimse şapkayı önüne koymuyor, dev rekabet, dünya derbisi birden el-sikko oluveriyor. Sonra da kızıyorlar nasıl el-sikko dermişiz... Sorarım size sizin aranızdaki rekabet el-sikko değilse nedir?

Konuyu toparlamak gerekirse b.kun olduğu yerden sinek eksik olmuyor. Bu 2 güzide kulübün çapsız yöneticilerinin, vandal taraftartarlarının, her maç çıkan olayların, kindarlığın, Türk Sporu'nun üzerine karabasan gibi çökmüş lobilerinin, yayıncı kuruluşlarının ve yandaş medyalarının eseri olan bu pisliği temizlemeleri gerekiyor. Hem de bir an önce ...

Ha Beşiktaş mı dediniz? O da kendi pisliğini temizleme derdinde...

Pazar, Kasım 15, 2009

Beyazın Kirlenmesi


İnsanın söylemleri ile eylemleri kesişmelidir. Yoksa ne yaptıklarına inanılır ne de söylediklerine...
Diyorsuniz ki, stadta küfürü bitireceğim. Bedava bileti bitireceğim. Rant çetelerini dağıtacağım. Temizlik yapacağım. İdeal tribün ortamını sağlayacağım.

İnsanları gözaltına alıyorsunuz, maça girmeme cezası veriyorsunuz, para cezası kesiyorsunuz. Bir de söylemlerinizde diyorsunuz ki, bu temizliktir. Tribünde devrimdir.

Ama adama sormazlar mı? Şampiyonluktan sonra siz çarşı grubu ile balo vermediniz mi? Çarşıdan esinlenen tişörtler kartal yuvalarında satılmadı mı? Bulunduğunuz her ortamda kolkola gezmediniz mi?

Peki ne oldu da şimdi bu harekat başladı sayın başkan??? Acaba kongre telaşımı başladı sayın başkan yoksa tibünlerin geç kalmış protestoları mı canınızı sıktı sayın başkan? Yoksa çarşı grubunun yerini alabilecek başka bir grup mu buldunuz? Yoksa bulduğunuz bu grup Denizlispor maçında Beşiktaşlılara saldıran grup mu idi başkan?

Bu soruların cevabını veremiyorsanız oturduğunuz koltuğu terkedin lütfen. Yeterince beyazımızı kirlettiniz. İstifa bir erdemdir sayın başkan...

Top Gear !



James May, Ken Block'un kullandığı Subaru'ya konuk...

Perşembe, Kasım 12, 2009

Hep Böyle Dur!


Başkan Yıldırım Demirören, başkan adayı Murat Aksu, kurumsal sosyal sorumluluk ödülü sahibi Beşiktaş...

Taraftar olarak ben bu fotoğrafı, bu fotoğrafın anlattıklarını kendime ve renklerine bağlı olduğum kulübe yakıştırıyorum. Bu ve benzeri fotoğrafları sürekli görmek istiyorum. Aslına bakarsanız çok da fazla birşey istemiyorum. Önce kaybettiğimiz 'duruşu' kazanalım camia olarak, sonra seçim ve kupa kazanalım. Önce altyapıdan gelen çocukları kazanalım, sonra CL'den para ... Önce Beşiktaş kazansın, sonra fotoğraftakiler kazanabilir...

'Kaybetmek' eyleminin azı ya da çoğu olduğuna inanmıyorum. Kaybedersen kaybedersin, ne kaybettiğinin ne önemi var? Bir istisnası var: Beşiktaşlılık... Önce kaybettiğimiz 'değerleri' kazanalım, sonra gerisi gelir... Biliyoruz! İnanıyoruz!

Haber: NTV

Çarşamba, Kasım 11, 2009

Erken Havaya Girmek !


bir manitam olsa
saçları sarı olsa
fenerbahçeli olsa
bi k.ysam kartal olsa



UNUTULMAZ !!!

Futboldan Para Kazanmak


Şimdi blogumuz var ya, yazıyoruz çiziyoruz avrupa ve dünya futbolunu takip etmeye çalışıyoruz. Peki bu işten para kazanmak için iddiadan oynuyor muyuz?
Tabiki oynuyoruz ama kazanıyormuyuz tabiki hayır. Lakin seviniyoruz çünkü devlet kurumlarına bağış yapyoruz:))
Ahan da kupa maçlarımı için yaptığım kupon nasıl olsa tutmaz:))
Herkesin şansı bol olsun

542Espanyol - Getafe1/X14.0..-../..-..Başlamadı. 11/11/2009 Çar, 21:00
544Southampton - Charlton1/X14.0..-../..-..Başlamadı. 11/11/2009 Çar, 21:45
546Athletic Bilbao - Vallecano1/X15.0..-../..-..Başlamadı. 11/11/2009 Çar, 22:00
548Mallorca - Valladolid1/X14.0..-../..-..Başlamadı. 11/11/2009 Çar, 22:00
550Santander - Salamanca1/X14.0..-../..-..Başlamadı. 11/11/2009 Çar, 22:00

Alex Sanchez: Engel Tanımaz!


Real Zaragoza reserv takımında 10 maçta 12 gol atınca A Takıma davet edilen, son olarak geçtiğimiz hafta RZ - Valencia maçında oyuna sonradan giren ve La Liga'da siftah yapan Alex Sanchez'in sağ eli doğuştan yok. 20 yaşındaki Alex Sanchez hem La Liga'da hem de Avrupa Futbolunda bilinen tek tek elli oyuncu.


bleacherreport.com'dan okuduğum habere yapılan bir yorum da ise Alex Sanchez dışında bilinen bir başka tek elli oyuncudan bahsediliyor. Héctor Castro 1930 Dünya Kupası'nda Uruguay Milli Takımı'nı Dünya Şampiyonu yapan maçta 1 de gol atmış.

Salı, Kasım 10, 2009

Cumhuriyetin Takımı



Birileri gelip de bugün ben bu ülkenin en büyük takımıyım, ya da cumhuriyet sıfatını kendine layık görüyorsa, demek ki geçmişinde de buna uygun olarak davranmıştır diye düşünür değil mi insanlar?

Peki bu olaylar gerçekten bu şekilde mi gelişmiş? Mesela bu klübün başkanlarından birisi Atatürk'e suikast suçundan idam edilmiş olabilir mi???

Ya da kurtuluş savaşı sırasında askere çağrılan futbolcuları askerden kaçmak için hastayım derlerse ve de devamında işgal kuvvetleri ile maçlar yaparsa ellerinde ingiliz, fransız, amerikan bayrakları ile dolaşırlarsa. Devamında İstanbul milletvekili seçilip milletvekilliği asker kaçağı olduğu için düşürülürse. Bu takım Atatürk'ün takımı mıdır?

Herkes herşeyi yazıyor. İnanılmaz bir bilgi yozlaşması var maalesef. Kulaktan dolma bilgilerle insanları kandırıyorlar bilinçli olarak.

Üşenmeyelim, okuyalım öğrenelim. Bu ülkenin hangi şartlarda kurulduğunu içeride ve dışarıda kimlerle mücadele ettiğimizi unutmayalım. Tarihteki yerimizi bilelim...


10 Kasım


Stalin ona faşist dedi...

Hitler ve Mussolini kominist olarak gördü, bazıları diktatör

Halkı ise ATATÜRK dedi...