Salı, Kasım 17, 2009

Ankara'da Neler Oluyor...


Ankaragücünü zerre kadar sevmem. 2 sebebi var bunun...
Bir tanesi 12 Eylül darbesinden sonra, askeri yönetimin aldığı karar ile 1. lige geri dönmüştür. Ve de futbolumuza siyasetin yoğun anlamda bulaştığı bir andır ülkemizde. Diğeri ise, meşhur 92-93 sezonunda oynanan buram buram şike kokan maçtır. Bize bir şampiyonluğa malolmuştur ama GS ve Ankaragücü'nün tarihlerine kara birer leke olarak düşmüştür.

Mevzumuza geri dönüp lafları sakız etmez isek; her ne kadar bu camiayı günahım kadar sevmesem de son bir hafta içerisinde yaşadıkları ancak bizim gibi bir ülkede yaşanırdı. Sözleşmeli bir hocan var. Sözleşmeli futbolcularınız var otellerde kalan. Şimdi nasıl bir yönetim anlayışı futbolcularına telefon açarak antreman saatini değiştirtir? Ya da otelde kalan bir oyuncusunun kapı önüne konulmasına sebep olur?

Bu nasıl bir zihniyet ya da yönetim biçimidir? Birisi bana bunu açıklasın lütfen. Koskoca camia, bir kendini bilmez ailenin elinde oyuncak olmuyor mu sizce? Klüp başkanlığı bir hobi midir? Yoksa ego tatmin merkezi midir?

Elinizin altında koskoca başkent var. Yıllardır oyuncak ettiniz, cumhuriyetimizin başkentini. Şimdi sıra da futbola mı geldi babalı oğullu??

Alın pılınızı pırtızını, gidin bir ada satın alın okyanus civarında. Kendi ülkenizi, liginizi kurun. Takılın işte. Buralara çamur sıçratmayın, güneşimizi kapatmayın...

1 yorum:

  1. Umarım Hikmet Karaman konuyu federasyon, UEFA, FIFA gerekirse CAS seviyesine taşır da hakkını son kuruşuna kadar alır.
    Umumi tuvalet işletsem kapısında para toplatıp, kolonya döktürüp, kubar temizletmeyeceğim adamlar futbol klübü başkanlığı vs. yapabiliyorlar bu memlekette. Yazıktır günahtır insanların emeklerine, lig diye şampiyonluk kupasının peşinden koştuğumuz organizasyona.

    YanıtlaSil

yardır ama küfürsüz !