Malumunuz olmak üzere, bozuk saat bile günde 2 kere dogruyu gösterir. Bazen bizim de yönetimimiz bu şekilde doğruları yapıyor. Bu seneki en buyuk basarımız basının tum pompalamalarına karşın Bilica denen adamı almamak idi.
Üzülerek belirtmem gerekir ki, basını bu gazına Beşiktaşlı arkadaşlarımız da kapıldı. Şimdi biraz kafa yoralım bu adam uzerine. Bu eleman; artık cok da kullanılmayan libero (sweeper) tadında bir oyuncu. Yani safkan bir tandem adamı değil. Eleman, yavaslıgını tolere edebilmek ve de oyunu geriden kontrol etmek için sarkarak oynayan bir adam. Bu adamdan verim almanın tek yolu yanında 2 tane hızlı ust duzey stoperin oynamasıdır. Oynarken dikkat edin surekli geri kaçar...
Geçen sezonki mesela Sivas'ın IBB maçını hatırlayın. Acık alan da kepaze olmuştu. Ve de kırmızıdan; hakem eyyamı sayesinde yırtmıştı. Bu seneki superkupa macını hatırlayın. Kadife bilek Yusuf'a bile suratiyle geçildi ve de faul ile durdurdu. Hakem Kefal Gokgurultusu yerine yabancı bir hakem olsaydı 10. dakikada atılacaktı. Devamında ise foyası gazoz kupası on eleme macında Nacar oyuncuyu biçtiği için kızarmış yeşil domates oldu.
Turkiye'de Beşiktaş maçların yuzde 90'ında hucum oynar. Oynamak zorunda. Kontrollu oynayacağı maçlar derbiler, cl maçları ve de kupa maçlarındaki ciddi rakipler ile olan maçlardır. Arkanızda boyle bir adam ile oynamak tum takımı gerer yorar uzer.
Tahtaya bir kere daha vuruyorum ve de bu adam gelmediği için şukrediyorum. Verilmiş sadakamız varmış
YALLAH Bilica YALLAH
Kış Kış Bilica Kış Kış
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yardır ama küfürsüz !