Çarşamba, Ocak 12, 2011

Ortaya Karışık ...


Yönetimin elden çıkaracağı yabancılar için eli maalesef çok zayıf. Açıkçası ben daha geç sonuçlanır diye düşünüyordum ama Zapo gitti, Holosko kiralandı, Fink yolda... Maliyeti yüzünden kesinlikle değil; Antep'den aldığımız Brezilyalı Japon çıkınca tadımız kaçtı, üstüne Eskişehir'den Sezer'den olunca, Tabata San senle çok işimiz var... Bu takımda kendisinden daha zayıf bir oyuncu yok kanaatindeyim.


Gidenlerden Fink'e duyduğum saygıyı aynı şekilde Bobo'ya duyuyorum. Bobo bu takımda kalmalı... Almeida çok iyi form tutar da sonraki sezona yanına Bobo'dan kalibreli bir golcü gelirse "satılması" düşünülmeli... Malum biz son dönemde oyuncu satan, satabilen bir kulüp değiliz... Bedelsiz kiraya verir, maaşını da öderiz. Bu yanlış ile daha büyük hatalar telafi edildiğinden olsa gerek, kimsenin sesi yüksek çıkmaz, "Ah be!" denir, orada kalır...  Bobo bu şekilde değerini bulursa onun adına da çok mutlu olurum.

Schuster doğru söylüyor. Gelecek sezon için çalışıyoruz diyor. Yaşımız erdiğince tanığı olduğumuz Beşiktaş tarihinin potansiyeli en yüksek kadrosunda yeni gelenlerden beklentiler yüksek, gidenlere minnet doluyuz... Belki bizim kadar sevmediler ama o formaları terlettiler. Schuster kendisine zaman verileceğini düşünüyor... Yönetim bu konuda kendisi ile açık açık iletişim kurmuş demek ki. Yeni yönetimde Serdar Adalı farkı hissediliyor. Geçtiğimiz 2 yılda Mustafa Denizli'nin ağırlıkla ilgilendiği kurumsal iletişimde başrol bu yıl Serdar Adalı'da. Kendisi her fırsatta Başkan'a teşekkür ediyor. Başkan da onun varlığından rahatsız olmuyor... Bu açıdan seviyorum Yıldırım Demirören'i. İş nedeni ile zaman zaman görüyorum kendisini, gerçekten mütevazi bir insana benziyor. Kulüp ortamını bilemem.


Takımı merak ediyorum... Kadro kuramıyorum, kimlerin lisansı çıkartılabildi o bile net değil. Yarın kupa maçı var Manisa'da. Kim oynayacak acaba? Olası bir mağlubiyet ile ZTK'dan elenirsek elimizde bir tek Avrupa Ligi dalı kalır. O dalı da Manchester City keserse kimse birşey diyemez. Hatta Kiev! Ama ya kestirmezsek?  3ncü tur ilk maçı İnönü'de, tabi Kiev'i geçersek! Önümüzdeki maça bakalım. Manisa kolay değil, Hikmet Hoca kek değil! Bu takımın bu taraftarın hedefi olmalı önünde, yoksa kendine zarar verebilir içten içe keskin sirke küp misali.


Medyada hava olumlu, Şansal bile 17'de 17 diyor. O dediği için insanın inanası gelmiyor. Bu iddiaları bırakalım, bu yıl şampiyonluk hedef olmamalı, Türkiye Kupası finali ve lig  ikinciliği hedeflenmeli. Schuster de böyle diyor. Yönetim de bunun farkında görünüyor. Demek ki uzun süredir ilk defa planlamalar günlük değil en az 2 sezonluk yapılıyor. Bu süre bile az ama olsun şimdilik buna da şükür. Yeni yıldızlar, genç oyuncular, Simao, Muhammed, Q7, Ersan, Guti, Cenk, 3 yılda daha bizimle olan Ernst... Neden büyük başarılar kazanmasınlar?


İstanbul'lu rakiplerin balans ayarı yok, böyle giderse bir müddet daha ayarsızlıkları devam eder. Anadolu'lu rakiplerden sadece Trabzonspor gözümde "büyük" bir takım. Büyüklükleri  Şenol Güneş'ten, Sadri Şener'den, Trabzon halkından dolayı... Unutmayalım oynadığı her maçta Olimpiyat Stadını hangi takım taraftarı doldurabiliyor? Onların rakibi olmak hoşuma gidiyor, diğerlerinin düşmanı... Düşman diyorken ezeli dostluğa asla lafım yok.  Şu anda camiaları temsil eden, yönetimleri teslim almış tiplerden ve onların ağzının içine bakan bir grup taraftardan bahsediyorum... Yeri gelmişken güle güle Ali Sami Yen..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yardır ama küfürsüz !