Cuma, Nisan 30, 2010

Adam mı öldürdük lan?

Cinayete tam teşebbüs 80bin TL, puşta puşt demek 250bin TL. El-vicdan yahu!!

Federasyon yetkilileri, rengi bozuklar ve yardakçıları! Sakın gelmeyin İnönüye, aramızda toplarız 80bin TL, peşin öderiz gerekirse.

Perşembe, Nisan 29, 2010

Samimiyetsiz Olmayın Lütfen...


Avrupa şampiyonasında Otto Rehhagel ile Yunanistan şampiyon olduğunda herkes oynanan futbolu ile şampiyonayı ve Yunanistan'ı eleştirmişti.
Dün aynı şekilde oynayan Inter ise Barcelonayı elediğinde aynı oyun tarzı bu sefer taktik deha olarak algılanıyor.
Zaten zorlukla iyi futbol oynandığına şahit oluyoruz. Bunun en büyük temsilcisi Barcelonaya sallamayı moda etmeyin.

Bakın dün geceki poz yıllar önce verilmiş!!!

Son olarak da şampiyon liginin 2 yarı final maçındaki hakem hataları şaka üstü ne diyim. Buz gibi gol verilmez 90. dakikada, İnterli oyuncu yalandan atılır vs vs vs...

Yorumsuz ...

28.04.2010
Barcelona - Inter CL Yarı Finali'nden bir fotoğraf :)
Kaynak NtvSpor, Yorumsuz sunuyorum :)

Salı, Nisan 27, 2010

West Ham'dan Satılık...!


EPL takımlarından West Ham United'ın hissedarları David Sullivan der ki: 'Scott Parker dışında kalan tüm futbolcularımız iyi bir teklif gelmesi halinde satılıktır.!' Gerçekten radikal bir karar ... Sullivan ekliyor: "Tabela yalan söylemez, seneye aynı durumda olmak istemiyoruz.!"


Scott Parker haftasonu yapılan maçta Wigan'a karşı galibiyet golünü 76 ncı dakikada atıp, West Ham'in EPL'de gelecek sezon da top koşturmasını sağladı. Bu galibiyet ile West Ham kümede kalmayı başardı
Scott Parker bu sezon 2 gol attı ve son golü gerçekten hayati bir önem taşıyordu. Belki de takımda tutulması düşünülen yegane futbolcu olmasını sağladı.

West Ham United'da benim dikkatimi çeken oyuncu ise buradan daha önce de bahsettiğim Alessandro Diamanti.  Bu sezon 7 gol attı eski Livornolu... West Ham'ın yaklaşık 7 M Euro'ya kadrosuna kattığı İtalyan eğer alınırsa Beşiktaş'a güç lige neşe katar... Sonra başlarız "2 Alman ve 1 İtalyan orta sahada bir futbol fahişesi ile karşılaşmışlar, demişler ki ..." şeklinde fıkralar üretmeye ...

Pazar, Nisan 25, 2010

İTALYA'DAN HAKEM DEĞİL SAVCI İSTİYORUZ

Çok sığ tepki vermişiz, yesinler! Göte göt demeyelim de içimize mi atalım? Bu taraftar o tribünü pankartlarla da şelendirmesini bilirdi ama sadece tek bir pankart açılabildi koskoca Şeref Bey stadında, hiç bir pankartın içeri girmesine izin verilmedi. Sadece başlıktaki ifadeyi içeren bir pankart, o da 2 dakikalığına kapalıdaki setin hemen altına açıldı.
Gözümüzün önünde küçücük bir pankartı açmaya çalışan taraftarlara (ki pankartta zararlı birşey yazmıyordu gördüğüm kadarıyla) pankartın ne dediğine bakmadan güvenlikçiler tarafından yapılan muameleyi görmeliydi "çok sığ tepki yapıldı" diyenler. Böyle diyene tepki gösteresim geliyor, az bile yaptık diyesim geliyor, hani az da yapmadık ama :)
Mustafa Denizli'nin maç sonrası konuşmasını dinledim, "küfür ve muhtelif olaylar hakkı yenen her takımın stadında oluyor, gayet normaldir, hak yemesinler, yoksa toplum psikolojisine hakim olamazsın" mealinde söyledikleriyle, maç öncesi kendisine yapılan jestin hakkını verdi. Tabii Denizli'ye yapılan tezahürattaki talebimiz geçerli, korkak oynatmasın takımı, yoksa yılbaşını zor görür takımın başında, kanmasın bugünlere.

Kısaca: "iyisiyle kötüsüyle bu sezon bitti, canın sağolsun Denizli, bu taraftar hep arkanda, seneye korkak oynatma"

Cumartesi, Nisan 24, 2010

Sezonun Özeti

Maçtaki iki olay koca sezonun özeti oldu 90 dakika içinde.
Birincisi, yediğimiz 2. gol direğe çarpıp açılırken Rüştüye çarparak kaleye girdi. Sezon boyunca yakamızdan düşmeyen şansızlık bu maçta da yine yanımızda idi...

Diğeri ise, eyyamcı Kuddusi. Yine maçı çığrından çıkardın helal olsun sana...

Istanbuldaki Uçuşlar İptal


Bugün takımımızı semtde meşaleler ile karşılıyor olacağız

Mesajımız dosta düşmana net; biz şampiyonluk için kupalar için bu takımı desteklemiyoruz. Bu takım bu sene onurlu direnişi ve mücadelesi için koskocaman alkışı ve saygıyı hakettiler

Biz de bu desteği vermek için orada olacağız. Bir elimizde meşaleler bir elimizde de kolluk kuvvetlerimiz için limonlar olacak!!!

Davullar Yetim Artık...


Biz onu hasta olduğu dönemde elden düştüğü dönemler ile değil bateri ile dans ettiği anlar ile hatırlayacağız

Güle güle büyük usta, gittiğin yerden yer tut bize. Artık davullar hep yetim kalacak eskisi gibi olmayacak...

Perşembe, Nisan 22, 2010

Komiksin Süleyman Youla!!!


Hazretler buyurmuş, aslında Fenerin hakkı yendi diye
Komik oluyorsunuz komik...
Fubolculuğunu da hatırlıyoruz senin. Bu mudur yorumculuk, gazetecelik!!!
Atma din kardeşiyiz...

Asıl Fener'in hakkı yendi

* Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı yenmesinin ardından bu galibiyetin sanki hakem hatalarıyla alındığı şeklinde bir imaj yaratıldı? Bu konuda sizin düşünceleriniz neler?
Zaten Fenerbahçe'nin her derbi galibiyetinin ardından böyle karalamalar çıkıyor. Ligin ilk yarısında oynanan G.Saray maçından sonra da aynı senaryo yazılmıştı. Beşiktaş'ın hakkı nasıl yendi anlayamıyorum. Penaltıları verildi. Lugano'nun yaptığı harekete penaltı verilmediğini söyleyenler İbrahim Üzülmez'in Mehmet Topuz'u indirmesine sessiz kaldı. Bu da yüzde yüz bir penaltıydı. Aslında haksızlığa uğrayan Beşiktaş değil Fenerbahçe. Ayrıca Güiza'nın yüzde yüz gol olacak pozisyonu ofsayt bayrağı ile kesildi. Ortalığı bu kadar yangın yerine çevirmenin ne anlamı var.

Çarşamba, Nisan 21, 2010

Şevkinin Kankası...

Dünkü maçtan sonra Materazzi kardeşimiz Balotelli ye tekme tokat dalmış. Neden formanı çıkardın galibiyete sevinmedin diye eşşek sudan gelene kadar dövmüş, hatta demişki bir daha böyle yaparsan seni şevkiden beter ederim
Hangi şevki derseniz? Bizim gençlerbirliğindeki şevkiyi diyorum
Ahanda materazzi-şevki kick-box maçları...

http://www.youtube.com/watch?v=fQtaaTpFDuQ

Hüseyin Göçek vs Beşiktaş

Aşağıdaki yazı bugün Hürriyet gazetesinde yayınlandı. Emrah Öner bazı konuları çok güzel ifade etmiş paylaşmak istedim...


Hüseyin Göçek vs Beşiktaş


Bu derbiden sonra yine gördük ki, Beşiktaş’ın bu hale düşmesinin sebebi ne Hüseyin Göçek, ne Oğuz Sarvan, ne Mustafa Denizli, ne de Bobo’dur; Beşiktaş’taki bu durumun sebebi yine Beşiktaş’ın kendisidir.

Hayatım boyunca 2 pozisyon aklımdan çıkmamıştır. Ve çıkmayacaktır.

Biri, Van – Beşiktaş maçında Metin Tokat’ın frikik-el pozisyonu, diğeri bu seneki Fenerbahçe – İ.B.B. maçındaki Güiza’nın son adam pozisyonudur.

Ben bu pozisyonların dışında bir kelime bile hakem konuşmamış, yazmamış, küfür etmemiş, eleştirmemişimdir. Öyle ki; Gökhan Gönül’ün kafasını eğdiği için atıldığı Galatasaray maçında da, Beşiktaş – Samsun maçında da, Arif Erdem’in oynadığı maçlarda da sakinliğimi korumuşumdur.

Amacım, yine hakem konuşmak değildir.

Amacım, hafriyat yapan Bilicaları, penaltıyı, ofsaytları, sarı kartları göremeyen yardımcı hakemleri, 1 metre önündeki pozisyonda kendine güvenmeyip yardımcılarını dinleyen hakemleri eleştirmek değildir.

Amacım, senenin başından beri gırtlak kesen, her pozisyonda İtalya’dan öğrendiği kendi ayağını rakibinin ayağına takma tekniğini uygulayan Emre Belezoğlu, sudan kafası yaralanan ve ölümden dönen Keita, klüpteki çaycıya bile yatarak giren Lugano, antrenmanda dudak patlatan Metin Oktay’ın veliahtı Arda, 48 dilde hakeme itiraz edebilen Bülent Korkmaz, bir tek Sadık Deda’yı dövmeyen Hagi dururken, Bilica’nın bir hareketinden dolayı 8. çocuğunu ve okuma yazmayı çok az bildiğini yazan gazeteciyi yermek hiç değildir.

Amacım, Beşiktaşlı herkesin bazı şeyleri kabullenmesini hızlandırmaktır.

Zira;

Beşiktaş, derbi tarihi boyunca bir maçta hiç bu kadar dayak yememiş, bu kadar aleyhine hata görmemiş ve bu kadar yok sayılmamıştır.
Fakat Beşiktaş’ın sorunu zannedildiği gibi Hüseyin Göçek değildir. Zira bu maçı Yıldırım Demirören yönetse, o da penaltı veremeyecektir, Bilica’yı atamayacaktır, veya Ernst’i atacaktır, İbrahim Toraman yine dayak yiyecektir.

Beşiktaş’ın sorunu bir türlü “anti-fair play endüstriyel futbol”a uyum sağlayamayan kabuğudur.

Çünkü Beşiktaş Süleyman Seba’dır. Beşiktaş Rıza Çalımbay’dır. Samet’tir. Kadir’dir. Gökhan’dır. Metin’dir. Beşiktaş kibarlıktır. Naifliktir. Saygıdır. Alçakgönüllülüktür. Disiplindir. Örftür. Beşiktaş Nouma’yı göndermektir. Beşiktaş Feyyaz’ı göndermektir.
Beşiktaş Hagi değildir. Beşiktaş Keita değildir. Beşiktaş Colin Kazım değildir. Beşiktaş Arda değildir. Beşiktaş Tanju değildir.
Beşiktaş Aykut Kocaman’dır. Beşiktaş Şenol Güneş’tir. Beşiktaş’ın yıldızı Ernst’tir, Fink’tir, Sivok’tur, Walsh’dur, Wilson’dur.

Beşiktaş’ın sorunu, orta vadede Türkiye’de 2 büyük kalacağını, uzun vadede 1 büyük kalacağını hala anlayamamasıdır.

Beşiktaş’ın öyle veya böyle önünde sadece 2 alternatif vardır.

Ya stat yapmayacak, transfer yapmayacak, var gücüyle kulis yapacak, dedikodu yapacak, kavga yapacak.
Ya da gidecek A2 takımındaki çocukların ismini Engin, Recep, Gökhan, Kadir, Ulvi, Rıza, Şenol, Mehmet, Walsh, Halim, Zeki, İsmail, Turan, Saffer, Metin, Ali, Feyyaz olarak değiştirecek.

İşte o zaman gerisi teferruat olacaktır.

Ne Şampiyonluk Pişkinliği Ne Kupa Pişkinliği... Başka Bir Pişkinlik!

Fener yönetimi aklınca Haldun Boysan üzerinden yine kamuoyuna ve Beşiktaş camiasına ince ayar çekiyor. E be öğreten adamlar, ErcanS ve MetinÖ'nün programı için yaptığınız açıklamada hiç ayar göremedik.! Bilakis pişkinliğin dersini vermişsiniz ...

Haldun Boysan açıklaması Burada...

ErcanS açıklaması Burada ...

Sözün özü: öküzlük ile maçoluk arasında ince bir çizgi vardır ...

Söz Sizde Şekip!!!

Beşiktaş olaylı derbiye itiraz etti. BJK A.Ş. Hukuk departmanı hükmen galip olmamız gerektiğini iddia ediyorlar...

Bir tarafta Beşiktaş'ın hukukçuları, bir yanda Fener'inkiler... Maalesef hiç şans tanımıyorum Beşiktaş'lı hukukçulara...

Muhatabımız TFF ve MHK olmasına rağmen Şekip söz alacaktır:
- Söz sizde Şekip!

Salı, Nisan 20, 2010

Şampiyonlar Liginden Mahrum Etmek...



Akşam İnter-Barca maçı var. Muhtemelen bu seneki şampiyonlar ligini kazanacak takım bu eşleşmeden çıkacak. Ama ülkemin süper kanalının yayın akışında bu maç yok. Yerine yerli dizi var gene
Ben sizi ne yapayım arkadaş? Sarımsakla mı saklayalım sarımsaklamadan mı saklayalım? Yoksa hiç saklamadan kaldırıp atalım mı...

Kul Hakkı Yemek...

Maalesef bu işler, hocaların ellerini öpmekle, sabaha karşı icazet almakla olmuyor. Eğer ki sen, emek hırsızlığı yapıyorsan kul hakkı yiyiyorsan boşuna uğraşıyorsundur. Bizim dinimizde günah çıkarma seansı yoktur, geçmiş ola sana...

Pazartesi, Nisan 19, 2010

İçinize Siniyorsa Hadi Gidin Sevinin...



Beşiktaşlılığın Tanımı...

Yazım özellikle, benim yaş grubumdan küçük olan arkadaşlaradır...

Geçenlerde bu forumda, arkadaşlarımızdan birisi (ismini hatırlayamadım kusura kalmasın) Beşiktaşlılığın tanımı olarak puşta puşt demektir diye yazmıştı. Bu tanımı hepimizin çok ama çok iyi hatırlaması aklından çıkarmaması gerekir.

Yaşım 35 e dayandı, hatırladığım şampiyonluklarımız, 3 tane Gordon ile aldığımız-1 tane Daum ile kazandığımız-1 tane Lucescu ve de sonuncusu da geçen seneki Denizli ile gelen şampiyonluklardır. Yani ortalama 5 6 sene de bir şampiyonluk görmüşüm. Bu na da şükür. Peki istikrarlı olarak her sene neleri gördük ve de unutmadık. Bunları biraz hatırlatmak lazım. Bu ülke de bizler, doğan araba teşvikleri ile maç satılmasını gördük. Bu ülkede bizler, son haftada Beşiktaş'tan kovulan kalecinin maçı satması ile 8-0 lık maçları gördük. Bu ülkede bizler 1 gecede yerli oyuncu statüsüne kavuşan elin fransız oyuncuları gördük.
Biz 100. yıl sonrası bu takımın kıtır kıtır kesildiğini gördük. O sene herkes, Samsun maçını hatırlar ama öncesindeki maçları özellikle genç kardeşlerimizin izlemesini öneririm. O maça gelmeden 2. devrenin başlaması ile takım kesilmeye başlanmıştı.

Biz bu ülkede, ligtv nin kablolarının kesildiğini de gördük. Maçların günler öncesinden de ayarlandığını da yaşadık. Ama dün hocamızın dediği gibi bir tane de yürekli adamın da çıkıp bunları dile getiremediğini gördük.

Demem o ki, dün geceki maç maalesef ne son maçtır Beşiktaşın doğrandığı ne de şampiyonluğu vereceğimiz son maçımızdır. Buradaki herkes futbolsever. Çünkü, futbol içinde en fazla adaleti içeren takım sporudur. Futbol, Beşiktaş gibi göreceli alt seviyede bir ligin ve yine göreceli olarak küçük bir takımın deplasmanda ManU yu yenebileceği bir spordur. Her takımın, belli oranda maç kazanma ihtimalinin olduğu bir spordur.

Dün bizim gibi Beşiktaşlıların, gurur duyduğu bir gece daha olmuştur. Dün Beşiktaş'ın neden siyah beyaz renklere sahip olduğunu anlatan maçtır. Dün neden bizim armamızda Türk bayrağının olduğunu hatırlamamıza sebep olan maçtır. Bizim tek sahip olduğumuz değerler bunlardır.

Koymuşum 3 puanına, şampiyonluklara kupalara. 5 tane şampiyonluğa 10 tane federasyon kupasına değişmem ben dün geceki onurlu duruşumuza. Beşiktaşlılık budur işte. Puşta puşt demektir.

Önümüzdeki sezonlarda farklı olmayacaktır. Zamanında Vahap Beyaz, Ahmet Çakar vardı. Şimdi de Cem Papila, Bünyamin Gezer, Hüseyin Göcekler var. Gelecek sene de başkaları olacaktır. Nasıl Alp Yalmanların, Ali Şen'lerin yerini Adnan Polat'lar Aziz Yıldırım aldı ise.

Bize düşen, bunları bile bile, yine kombinemizi alıp çubuklu formaları giyip stadımızda yerimizi almaktır. Önemli olan, safını belli etmektir. Bizim de safımız işte bu dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştığım siyahtır beyazdır. Onların sahip olduğu, pislikler bana sıçramasın yeter. Formalardaki şampiyonlukları simgeleyen yıldızlar mı?? Yemişim ulan yıldızını...

Pazar, Nisan 18, 2010

Sessizlik...

Yaklaşık 3 saat sonra Beşiktaş Saraçoğlu'nun çimlerine ayak basacak. Heyecanı tarifsiz bir 90 dakika oynamak için...

Gazetelerde banko FB, TV'lerde sürekli FB'nin galibiyetleri, yazarlar hiç şans tanımıyor Kartal'a, bloglarda ara ara zafer nidaları ama genelde bir sessizlik hakim Beşiktaş tarafında... FB'li arkadaşları arıyorum, skor tahmini 4-0 :/ Züppe bunlar ya...

Kazanan şampiyon olur mu belli değil ama kaybedenin çok yara alacağı bu önemli maç Beşiktaş'ın ligin üstüne edeceği büyük etkinin ilk ayağı, diğer ayağı da son hafta Bursa maçıyla hissedilecek... Beşiktaş bugün kazanırsa haftaya oynanacak GS ve Bursa maçının anlamı "hayatın anlamı" gibi birşey olacak...

FB bugün açık ara favori görünse de, tüm medya alışagelmiş şekilde FB galibiyeti pompalasa da, hakemler güven vermese de, küstah tribün koreografileri de olsa, nihayetinde FB yahu: Sadece 7 hece ...

Çarşamba, Nisan 14, 2010

Formalar, formalar...

Beşiktaş'ın formalarını beğenmeyen arkadaşlara ithafen :



Sizce bu ne forması?

Caribous of Colorado Kuzey Amerika yerel ligi takımının janjanlı forması ...



Athletico Madrid tarzı kamuflaj olsa gerek ...


Jorge Campos'un kendi tasarımı forması...


Hull City Tiger Sytle, aman diyim ...

Salı, Nisan 13, 2010

Hüseyin Göçek İle Son 5 Maç!


MANİSASPOR               2-1       BEŞİKTAŞ A.Ş.              22 Aralık 2009
BEŞİKTAŞ A.Ş.              2-1       KASIMPAŞA                  17 Ekim 2009
BEŞİKTAŞ A.Ş.              1-2       ANKARASPOR A.Ş.      22 Nisan 2009
BEŞİKTAŞ A.Ş.              2-0       ESKİŞEHİRSPOR           23 Kasım 2008
MKE ANKARAGÜCÜ    0-2       BEŞİKTAŞ A.Ş.              4 Mayıs 2008  

FENERBAHÇE               3-0       BURSASPOR                  4 Şubat 2010
FENERBAHÇE               1-3       KASIMPAŞA                  28 Kasım 2009
FENERBAHÇE               1-0       BÜYÜKŞEHİR BLD.      20 Eylül 2009
FENERBAHÇE               4-2       SİVASSPOR                   28 Şubat 2009
BURSASPOR                 1-3       FENERBAHÇE                5 Şubat 2009

Kaynak: TFF Web

Pazar, Nisan 11, 2010

2 Türk, 2 Alman ....

Sonuç hüsran, şampiyonluk çoook zor ...

Polis teşkilatı kutlamalarına MHK de bir katkıda bulunmuş, polis Bünyamin'e senin temsilin güçlü sen bu işi yaparsın demiş... Ota boka penaltı çalmasıyla ünlü bu arkadaş (bkz. BJK-FB FT Kupası Finali, İzmir) vermediği kadar ile maça tesir etti. 10 dk içinde adam atmasıyla meşhur bu şahıs (bkz. FB-BJK TSL Maçı, Cisse kararı) Beşiktaş Fair Play Liginin lideri sesleri çıkmaz diye düşünerek kartlarını kullanması gereken yerde kullanmayarak maça tesir etti. Şu bir gerçek ki başka stadlarda baskı altında olan hakemler İnönü'de gayet rahatlar... Kafaları yarılmıyor ya atılan maddelerle ondandır ... Maçın en yoğun tezahüratlarının bu hakeme olması sevgimizden değildi...

Mustafa Hoca Yusuf'a 75 dk dayandı. Ben inanamadım. En geç devre arasında İsmail Köybaşı Yusuf, en geç 60 dk da Holosko Serdar Özkan değişikliği olmalıydı diye düşünüyorum. Yusuf takımı sürekli yavaşlattı, savunma yapmadı ve Deli İbo olmasa ne olurdu bilemiyorum. İbrahim Üzülmez bu maçta hem savunma hem hucümu tek başına yaptı. Rakip ceza sahasında kaptırdığı topu geri koştu kendi ceza sahasında karşıladı. Maçta zirve yaptığı dönemde kendi ceza sahası önünde aldığı topla Messivari çalımlar atarak TS orta sahasına indi ve ancak faulle durduruldu. Bugün çok ama çok iyi oynadı.

Holosko çalım atmayı denerken korkuyorum birgün eski açığı delip boğaza düşecek, ama top onunla birlikte olmayacak. Olamazda... Hiçbir katkısı yok. Uğur İnceman daha çok şut çekti, Toraman daha çok top taşıdı. Nihat şu formu ile Holosko'yu keser...

Ernst ve Fink... İkisini de siyah-beyaz forma ile seyretmekten mutluyum gururluyum... Kimler giydi bu formayı, bir tanesi de rakip takımdaydı, adını anmayayım, aptalın teki ancak bu adamların işlerine duydukları saygı, kendilerine duydukları saygı, rakiplerine duydukları saygı orta saha oyunumuzu her anlamda yukarılara çekiyor. Ernst Fink'ten daha öne çıktı maç içinde maçı tamamlayamadı. Fink de son 15 dk Ernst'in çıkması ile oyunun uzaması sonucu koşmaktan bitap düştü.

Maç kalecilerin maçı oldu, Rüştü, Hakan ve Onur üst düzey performans gösterdiler ama bizim tarafa bakarsak takımda bu iki Alman'ın yanısıra Toraman ve Üzülmez maça herşeylerini verdiler, kazanmak için çalıştılar, oyundan düşmediler ve taktirleri sonuna kadar hak ettiler.

80 dk da Mustafa Hoca sahaya bir adam sürdü... Sordum arkadaşlara Nobre dediler... Güldüm...

Cumartesi, Nisan 10, 2010

Sene 1947...

Türkiye Karikatür Tarihi isimli kitaptan 1947 tarihli, Nehar Tüblek karikatürü...

O yıllardaki Beşiktaşlı imajı ile şu anda ki aynı değil mi? Kolunda dövmesi yüzünde muzip gülümseme ile mahallenin serserisi... Bu karikatüre bakıp takım seçseydim kesinlikle Beşiktaş'ı seçerdim... Fanatiğim evet...

GS'li bildik frankofon, evlerden uzak olsun da FB'li şekerciye ne demeli? Mahallenin suratsız esnafı, veresiye vermez, şeker çalan çocukları döver, papazın çayırının ilk apartumanını dikmiştir ... Sevmiyorum evet...

Vefa ise Istanbul'da bir semtti sanırım... Yaşımız tutmadı...

Bir Yıl Daha Mustafa Hoca!

Mustafa Hoca 1 Haziran 2011'e kadar Beşiktaşımızın başında... Hayırlı olsun... Şu üstteki fotoğrafı girerken açıkçası tereddüt ettim. Nedeni ise Başkan YD neye elini sürse arıza çıkıyor... Haksız mıyım?

Takip ettiğim bloglarda bizi bol tavşanlı ve ülserli günlerin beklediğini belirten yazılar asılıyor. Bir grup ise Başkan ilk defa proaktif davranıp önümüzdeki yılın planlarını yapıyor, istikrar peşinde koşuyor diyor. Ben 2 görüşe de katılıyorum, daha doğru bir söylemle ikinci görüşe katıldığım için birincisi bonus geliyor.

Mustafa Hoca Kulübün imajına katkıda bulundu, BJK adını destursuz ağzına alan şuursuz futbol camiasına "hop" dedi. İletişim yeteneği ve karizması ileYD ve YK'nin yapamadıklarını bir çırpıda yaptı. Patron olduğunu belirtti ve artık Nevzat Demir tesislerinde futbolculara omuz atan yöneticiler göremedik...

Peki sahada ki gerçekler? Mustafa Hoca geçtiğimiz yıl 2 kupa kaldırdı takımı ile birlikte. Bizi nasıl mutlu ettiğini söylemeye gerek yok. Takıma daha sağlam bir omurga kazandırdı. Ancak bu sezon takım şu anda ilk 4 de olmasına rağmen son 6 haftayı şampiyon mu bitireceğiz yoksa 5 nci mi kimse bilemiyor.

Bugün TS maçı (Trabzonspor'a çok saygı duyuyorum ve büyük bir camia olduklarını düşünüyorum, Bursa ya da Sivas ile karıştırmayalım...Yeri gelmişken araya gireyim...) sonrası bakalım ne diyeceğiz hocaya, Büyük mü? Tavşancı mı? yoksa ne? Es-Es maçındaki takım kimin eseri ki muhteşem bir geri dönüş yaptılar. Peki A.gücü karşısında ezilen takım kimin sorumluluğundaydı? Hoca rakip antrenörleri ters köşe yapmaya daha fazla kafa yoruyor sanki. Biz bile her maç sistem ne kimler ilk 11 olur bilemiyoruz. Bu değişken takım da inişli çıkışlı bir performans sergiliyor, kafaları karıştırıyor.

Sonuç itibariyle ben şu andaki Beşiktaş için en doğru seçimin Mustafa Denizli olduğunu düşünüyorum, keza yeni bir teknik ekip gelirse aportta bekleyen YD yönetiminin takıma çökeceğini biliyorum. YD kaldığı sürece denge unsuru olarak Mustafa Hoca'dan iyisi yok.

Teknik taktik ayrı konu...

Eğer derdimiz futbolsa bilemem ama BJK arması ise "Mustafa Denizli Şampiyon Yap Bizi!"...

Salı, Nisan 06, 2010

StarTV Rezilliği!


Barça-Arsenal maçı StarTV değil DSmart yayınlayacakmış.

Ekşisözlük başta olmak üzere bloglarda başlayan protesto postlarına +1 de biz de ekleyelim. bizeyazin@startv.com.tr adresine e-posta ile bir kaç kuple yazarsanız birşey kaybetmezsiniz.

Bu adamlar bir de Türk futbolunun yayıncılığına talip oldular ...  Bu kafa ile -Barça-Arsenal maçı saatinde Papatyam dizini koyarak- anca bu kadar ... İhalede aldılar ellerine döndüler...